Giriş
Aklama suçu, ekonomik sistemler üzerinde yıkıcı etkiler yaratabileceği gibi yasal finansal faaliyetleri de tehdit eder.
Suç gelirlerinin aklanması, hem global hem de ulusal ekonomiler için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye, bu tehdidi yönetmek amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler getirmiştir. 2007 yılında yürürlüğe giren ve suç gelirlerinin aklanmasını önlemeyi amaçlayan bu Yönetmelik, 5549 sayılı Kanun kapsamında oluşturulmuş olup, aklama suçlarıyla mücadelede denetim elemanlarına rehberlik etmektedir.
Bu blog yazısında, ilgili yönetmeliğin önemli maddelerini, uygulama alanlarını ve bu düzenlemelerin yasal çerçevedeki etkilerini ele alacağız.
Yönetmeliğin Amacı ve Kapsamı
Bu Yönetmelik, 2006 tarihli ve 5549 sayılı “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun” temel alınarak hazırlanmıştır. Amacı, suç gelirlerinin yasal finans sistemine girişini engellemek ve bu tür suçlara karşı koymak için gerekli yasal ve idari prosedürleri belirlemektir. Yönetmelik, özellikle denetim elemanlarına yönelik detaylı görev tanımları yapar ve aklama suçlarıyla mücadelede kullanılacak yöntemler üzerinde durur.
Tanımlar
Yönetmelik, aklama suçlarıyla mücadelede kullanılan temel terimleri ve kavramları tanımlar:
Aklama Suçu: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen aklama suçu, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması sürecini kapsamaktadır. Özetle, illegal yollarla elde edilen gelirlerin yasal gibi gösterilmesi sürecidir.
Denetim Elemanı: Bu suçlarla mücadelede görev alacak yetkili kişileri ifade eder.
Suç Geliri: İllegal faaliyetler sonucu elde edilen her türlü mal varlığı değeridir.
İnceleme ve Denetim Süreçleri
Yönetmelik, suç gelirlerinin aklanması şüphesi durumunda başlatılacak inceleme süreçlerini ve denetim elemanlarının görevlendirilme yöntemlerini açıklar. Bu süreç, Cumhuriyet savcısının talebi üzerine veya Başkanlık tarafından gerekli görüldüğünde re’sen başlatılabilir. Bu süreçler, şüpheli durumların değerlendirilmesi, gerekli incelemelerin yapılması ve sonuçların raporlanması şeklinde işler. Denetim elemanları ise Vergi Müfettişleri, Gümrük ve Ticaret Müfettişleri, Bankalar Yeminli Murakıpları, Hazine Kontrolörleri, Sigorta Denetleme Uzman ve Aktüerleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanlarından oluşmaktadır. Bu süreçte esas yetki Hazine ve Maliye Bakanlığı ile doğrudan bu bakanlığa bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulundadır.
Görevlendirme ve Çalışma Usulleri
Denetim elemanları, belirli prosedürlere göre görevlendirilir ve bu görevlerini belirlenen süreler içinde yerine getirmekle yükümlüdürler. Yönetmelik, görevlendirme süreçleri, çalışma prensipleri ve raporlama yükümlülüklerini detaylandırır. Ayrıca, denetim süreci boyunca karşılaşılabilecek zorluklar ve bu zorluklara yönelik çözüm yolları üzerinde durulur.
Denetim elemanları, görevlendirme süresi içinde öncelikle aklama suçunun incelenmesi görevini yerine getirirler. Kural olarak göreve başladıkları tarihten itibaren altı ay içinde incelemelerini tamamlayarak düzenleyecekleri raporu Başkanlığa sunarlar.
Denetim elemanları inceleme sırasında, Kanunda belirtilen yükümlülüklerin ihlali ile karşılaşılması ya da terörün finansmanı suçuna ilişkin ciddi şüphe ve emarelere rastlanılması halinde durum incelemenin tamamlanması beklenilmeksizin derhal yazılı olarak Başkanlığa bildirilmelidir.
Koruma Tedbirleri ve Elkoyma
Aklama suçunun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunan durumlarda, Başkanlık malvarlığına elkonulması talebinde bulunabilir. Bu talep Cumhuriyet savcılığına iletilir. Elkoyma işlemlerinde yetki, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 127 ‘nci maddesinde düzenlenmiştir.
Elkoyma kararını verme yetkisi
Madde 127 – (1) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/16 md.) Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.
(2) Kolluk görevlisinin açık kimliği, elkoyma işlemine ilişkin tutanağa geçirilir.
(3) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/16 md.) Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar.
(4) Zilyedliğinde bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerlerine elkonulan kimse, hâkimden her zaman bu konuda bir karar verilmesini isteyebilir.
(5) Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilir.
(6) (Değişik: 25/7/2018-7145/15 md.) Askerî mahallerde yapılacak elkoyma işlemi, Cumhuriyet savcısının nezaretinde askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından elkoyma işlemi yapılabilir.
Yürürlük ve Yürütme
Yönetmelik, yayımlandığı 4/8/2007 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Maliye Bakanı tarafından yürütülmektedir.
Sonuç
Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi, yasal ve finansal sistemlerin sağlığı için kritik öneme sahiptir. Bu Yönetmelik, aklama suçlarına karşı koymak ve bu suçlardan elde edilen gelirlerin ekonomiye zarar vermesini engellemek amacıyla detaylı bir çerçeve sunmaktadır. Yönetmelik, ilgili tüm tarafların sorumluluklarını ve haklarını açıkça belirleyerek, sağlıklı bir ekonomik sistemin varlığına katkıda bulunmaktadır.
Yönetmelik hakkında daha detaylı bilgi için: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=200712454&MevzuatTur=3&MevzuatTertip=5
Bir yanıt yazın